Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
468 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Râbbim bu kıymetli eseri oluşturan, bizlere de ulaştıranlardan razı olsun. Ömer Nâsûhi Bilmen hocamıza Rabbim'izden rahmet diliyorum. 500 tane Hâdis-î Şerîf'in derlenip tek tek anlaşılır, sade bir dille açıklanması eserin kâlbe sirâyet etmesini çokça sağlamaktadır. Her bir sözde ince anlamlar barındıran açıklamalar, açıklamaların içerisinde öğüt veren beyitler bulunması eserin kâlbe dokunan yanlarından biri. Ben Hâdis kitapları okuduğum vakit sırası ile okumuyorum bölüm bölüm her hâdis farklı olduğu için tefe'ül yaparak okumayı seviyorum. Bu açıdan tefe'ül yapmaya çok müsait bir eser. Okurken asla sıkılacağınızı düşünmüyorum âksine gönül ferahlığına kavuşacağınızı ümîd ediyorum. Peygâmber Efendimiz'in (ﷺ) mübârek sözlerinin bazılarının derlenip , bizlere en anlaşılır şekilde açıklanıp önümüze sunulan bu eseri okumanızı tavsiye ediyorum. Okuduklarımızı, hayatımıza sirâyet ettirebilmek nâsip olsun. Şimdiden okuyacak olan arkadaşlara istifadeli okumalar diliyorum.
Beşyüz Hadis-i Şerif
Beşyüz Hadis-i ŞerifÖmer Nasuhi Bilmen · Semerkand Yayınları · 201071 okunma
Bush ile Uslanmayan
celladına aşık olmuşsa bir millet, ister ezan ister çan dinlet. itiraz etmiyorsa sürü gibi illet, müstehaktır ona her türlü zillet. der şu bizim şair Ömer Hayyam hani derler ya deliye her gün bayram bilmem cellatının elini öptüğünde (!) acaba kutladığı hangi bayram(!) e niyelim dostum her türlü zillet kendisine müstehak olana o zaman diyelim Ziya Paşa'nın diliyle Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir KK
Reklam
Bir daha ne vâkit yolum düşer buralara, bilmem. Şuân okuduğum bu kıymetli eserden yek-pâre bir şeyler paylaşıp gitmek istedim. İstifâdeli olsun.. 🥀 Eser ismi : Beş Yüz Hâdis-î Şerif, | Ömer Nâsûhi Bilmen
Neden alim yetiştiremiyoruz? Prof.Dr. Mehmet Akif Koç’un konuşmasından geniş bir özet sunuyoruz: Hicri ilk üç asırda ne zaman ne gerekmişse ulema onu görmüş ihtiyacı karşılama teşebbüsüne girişmişler. Mesela Hicri dördüncü asırda İbn-i Nedim’in fihristiyle karşılaşıyoruz, daha önce yok. Dört asır boyunca bütün alanlarda ilim kaleme alınmış,
müslümanların yeryüzünde haksız yere insan kanının dökülmesini ve fesadın yayılmasını kabul etmeleri mümkün değildir. son devrin fâkihlerinden ömer nasûhi bilmen'in ifade ettiği gibi "dini islâm cihanşumûl bir dindir. kendi müntesiplerinin tam bir istiklâl dairesinde/içerisinde yaşamalarını bir gâye bilir." ülkeleri istilâya uğrayan müslümanların, müstevlilere karşı istiklâl savaşı vermeleri "farz-ı ayn" olan bir ibâdettir. emperyalist ve müstevli kâfirlere karşı cihad eden müslümanları elleriyle, dilleriyle ve kalpleriyle desteklemeyen kimselerin, imtihanı kazanabilmeleri mümkün müdür?
Ebû Mansûr el-Mâtürîdî (ra) Hazretleri a) Hayatı Sünnî Kelam Okulları’ndan Mâtürîdiyye’nin öncüsü olan{Dipnot} Ebû Mansûr el-Mâtürîdî hakkında kaynaklardaki bilgiler oldukça sınırlıdır. Günümüz Özbekistan Cumhuriyeti’nin sınırları içindeki Semerkand’ın dış mahallesi olan Mâtürîd’de doğdu. Sâmânoğulları’nın Mâverâünnehir bölgesine hâkim
Reklam
Ömer Nasûhî Bilmen hocadan sormuşlar:
"Efendim Edison elektiriği icad etti. İnsanlığa büyük iyilikte bulundu. Acaba cennete girecek mi? Diye Cennete iman ile girilir. Edison bu kadar ilmi ile Allah'a ve hak dine ulaşmadığı için iki kere yanacak! Diye cevap vermişlerdir.]
Sayfa 49 - Kitap kalbi yayınları
Merhamet, temiz ruhların bir süsüdür. Yalnız insanlara değil, hayvanlara da merhamet etmelidir. Bir hadis-i şerifte: "Yerde olanlara merhamet ediniz ki, size de gökte olanlar merhamet etsinler" buyurulmuştur. Ömer Nasûhî Bilmen
İmam Mâturidî ve imam Eş’arî arasında esas itibari ile ihtilaf yoktur. Her ikisi de selef-i sâlihin mesleğini takip etmiştir, ikisi de hak üzeredir. Ancak ikinci derece bulunan furûattan sayılan birkaç tâlî meselede ihtilâfları vardır. Fakat bunların başlıcaları da lafzî, zâhirî bir ihtilafdan başka bir şey değildir. Ömer Nasûhî Bilmen
Üslupdan üsluba fark var.Misâlen İskilipli Âtıf Efendi (rahmetullâhi aleyh)in "Tesettür-i Şerî"isimli risâlesinde Peygamberimizden bahsederken{Hazreti Rasûlü Ekrem Sallellâhu Aleyhi ve Sellem Efendimiz}ifadesi ne kadar edepli ve feyizli bir üslupdur.Okuyana feyz verir ve Peygamberimize olan sevgimizi,hürmetimizi kalpde diri tutmamıza sebep olur.Ama bunun birde tam aksi misâli olarak günümüzdeki birçok ilahiyatçının kitaplarındaki sönük bir "Hz.Muhammed" ifadesi ve (s.a.v.)şeklinde kısaltılmış bir salvele bu feyzi verir mi? Kalpde peygamberimizin muhabbetini harekete geçirir mi? Hayır. Sadece Peygamberimiz içinde değil.Mesela Âtıf Efendi aynı risâlesinde{İmâmı Âzam Hazretleri}der,günümüz ilahiyatçıları ise"Ebu Hanife" Bu sönük,bereketsiz,feyizsiz üslubun terk edilip hem yazıda hemde konuşmada Âtıf Efendilerin,Ömer Nasûhi Bilmen Efendilerin (رحمة الله عليهما) feyizli,edepli,büyük zatlara gösterilmesi gereken hürmeti izhâr eden üsluplarına dönülmesi lazım.
Reklam
Istılahta fıkıh, «insanın amel cihetiyle lehine ve aleyhine olan şer'î hükümleri bir meleke hâlinde bilmesi» demektir. Diğer bir tarife göre fıkıh, «ameliyata, yani ibâdât, ukûbât ve muâmelâta müteallık şer'î hükümleri mufassal delilleri ile bilmek»den ibârettir ” (Bkz: Ömer Nasûhî Bilmen- hukuk-u islamiye ve istılahat-ı fıkhiyye kamûsu ,c:l, sh: 8)
34 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.